Bozcaada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bozcaada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mayıs 2013 Salı

Bu yılın ilk Bozcaada'sı


Merhabalar :).  Cuma'dan beri New Balance Bozcaada Koşusu ve tatil amaçlı Bozcaada'daydım. Yine dolu dolu 3 gün geçirdik. İyi ki gelmişiz deyip, yine bitmesin istedik.





Cuma 03:00 gibi 4 kadın yola çıkıyoruz, amacımız saat 09:00'daki Geyikli Feribotu'na yetişmek. Yolda neredeyse hiç uyumuyoruz, Depeche Mode, The Foals ,The Killers ve Rita Ora bize eşlik ediyor. Feribota yetişiyoruz, biraz kafalar düşmeye başlıyor. Rita Ora söylemeye devam ediyor, biz bir anormallik görmüyoruz.  Güneşsiz Ada'ya ulaşıyoruz, o ne araba çalışmıyor. Rita Ora ve açık kalan farlar aküyü bitirmiş. :)



Hepimiz aç ve yorgunuz, neyse araba birilerinin yardımıyla çalışıyor. Akünün dolması için ada turu falan derken saat 11:30 gibi Aki'de kahvaltıya oturuyoruz, huzura eriyoruz.

Bu sefer  biraz geç kaldığımız için otelde değil, merkeze yaklaşık 1-2 km uzaklıkta kiraladığımız bir evde kalıyoruz. Eve eşyalar bırakılıyor sonra atıyoruz kendimizi merkeze. Özlemişiz kekik kokulu bu güzel yeri, dolaşıyoruz sokaklarını. Adanın kalabalık olacağını bilerek, yemek rezervasyonlarımızı yaptırıyoruz.

Polente'de vakit geçiriyoruz ama hepimiz yorgunluktan bayılmak üzereyiz. Herkes eve gidip uyuyup gelmektense, erken yemek yiyip, erken yatmak düşüncesinde hemfikir.  Kapı14 'ü deniyoruz. Yemekten sonra eve dönerken, koşarak 3 kişi geçiyor yanımızdan. İçlerinden biri, seni de bekliyoruz Moda Cadı'sı diyor. Ben şaşırıyorum,  uyku sersemliğiyle ne zaman, nereye nasıl gibi bir kaç söz geveliyorum ama koşmak değil uyumaktan başka bir şey düşünemiyorum. :) 21:00'de herkes yataklarında.

Ertesi sabah uykumuzu alıp, kahvaltıdan sonra merkeze gidiyoruz. Koşuyla ilgili son durumları öğreniyoruz. Saat 14:00'de başlayacak olması bizi biraz endişelendiriyor çünkü hava güneşli ve sıcak.


Polente'de biraz vakit geçirip, eve gidip koşu kıyafetlerimizi giyip tekrar gelmeye karar veriyoruz.


Hazır ve nazır meydandayız. Isınma vs derken saat 14:00'de starta varıyoruz. Koşunun tüm detaylarını ve daha fazla fotoyu diğer blogum www.zencefit.com da bulabilirsiniz diyerek koşu kısmını kısa kesiyorum.  Sıcak ve yokuşlar parkuru zorlaştırsa da, kendimi geçiyorum. 10 km yı,  58:32'de bitiyorum. :)  Hissedilen mutluluk tarifsiz.







Akşam yemeğinde Yakamoz'dayız, hem de hiç tanımadığımız bir grupla beraber. Ada şenlikli ama biz yemekten sonra eve gitmeyi tercih ediyoruz.  


Pazar günü kahvemizi çok sevdiğimiz Limani Hotel'de içiyoruz. Rıfkı'yı seviyoruz. :)





Hava çok güzel ve o gün güneşlenmek kaçınılmaz. Kimsenin olmadığı Ayana Plajı'nı seçiyoruz. Sadece biz, güneş, denizin ve gökyüzünün maviliği var. Tadını çıkartıyoruz, bir kaç saat.  Tenimiz mevsimin ilk güneşiyle buluşuyor.



Acıkınca, Lodos'a gidiyoruz. Mezeleri şarapla götürüyoruz bu sefer, nasılsa koşu bitti :). Yan masaya tanıdıkların gelmesiyle, eğlenceli bir sohbetle geç öğle yemeğimizin sonu geliyor. Herkes İstanbul'a dönmenin telaşındayken,  bir akşam planımızı yapıyoruz.  Piknik ve şarap eşliğinde gün batımını izlemek!













Son saatlerimizi Rengigül'de geçiriyoruz. Bahçe, kahvaltı ve Özcan Hanım'la yapılan muhabbet tadına doyulmaz olsa da, 12:00 feribotuna binerek bu yaz adaya ilk vedamızı ediyoruz.


Iconjane'e fotolar için teşekkürler.

21 Haziran 2012 Perşembe

Happiness is...?


Fazla kıyafetin gerekmediği tatilleri seviyorum. "Mutluluk arkadaşlarla geçirilen zamandır" diyen tişörtüm tam da arkadaşlarımla paylaştığımız şarap ve peynir tabağı eşliğinde edilen muhabbetlerin özeti gibi. 

I like holidays when you don't need many clothes. "Happiness is time spent with friends" says my tee like a reference to our nice chat with friends sharing some wine along a big cheese plate.

Tişört / Tee: Happiness is a 10 $ tee
Etek ve gözlük /Skirt  and sunies: H&M
Kolye/ Necklace: Urban Outfitters
Sandaletler /Sandals: Topshop



20 Haziran 2012 Çarşamba

Bozcaada sezonunu açtık


Twitter ve instagramdan da paylaştığım üzere bu yaz  Bozcaada'nın açılışını geçen haftalarda yaptık. Adaya geçen sene ilk kez gittiğimde şu an ki sevgilimi aklımdan ve kalbimden çıkartmak, onunla ilgili her şeyi Ege'nin soğuk sularına gömmek üzere gitmiştim. Dönüşümde her şey değişti, o yüzden bu ziyaretin yıl dönümünde adaya onunla beraber gitmenin anlamı benim için büyüktü.  2 gece, 3 günlük ada maceramız yeterli gelmese de, tadını maksimumda çıkartmaya çalıştık. 

Lately we have been to a very short holiday to Bozcaada as  I shared from twitter and instagram. Last year in my first trip to island I went there to get rid of any feelings I had about my current boy friend and bury him to the cold waters of the Aegean sea. Everything changed after I was back to Istanbul thus going to the island together  means a lot to me on the anniversary of my first visit. We had 2 nights, 3 days trip so we tried to enjoy at maximum.


Bu sefer Ada'daki evimiz Limani Otel oldu. Burası hem merkezde olup, hem de merkeze tepeden bakan lokasyonuyla çok iyi bi yerde. Odalar ferah, geniş, beyaz ve mavinin uyumu muhteşem, e iyi hizmet ve güler yüz desen o da var, biz daha ne isteriz ki? 

This time Limani Hotel was our home at island. This place is great because it's in the center and as well as it has a feeling that you are away from the center because of its great location. The rooms were big enough and the harmony of blue and white was wonderful. Plus they have a great service with big smiles so what more we would want?


Sabah kalktığımızda odamızın manzarası bu kadar özel ve güzeldi işte.

Every morning we woke up to this special and gorgeous view.


Limani Otel'in önünde yine muhteşem bir manzaraya bakan bir verandası var. Kahvaltınızı burada etmenin, akşamüstü bir kadeh şarap içmenin, belki sadece yüzünüzü güneşe verip hiç bir şey yapmamanın keyfini hayal edebiliyor musunuz?

The hotel has a porch looking over a gorgeous view. Think about having your breakfast here or having a glass of wine in the afternoon or even  doing nothing facing the sun and just enjoy? 



Kahvaltı sunumu da otelin geneline yansıyan zevkten nasibini almış, bizden yine tam not  :)

The breakfast buffet was also very pleasantly presentable like the rest of the hotel. We gave them 20 out of 10 :)


Kaş tatilimizi hatırlayan var mı?  İşte orada hüsranla sonuçlanan üstü açık jeep maceramız, burada hayata geçti.

Our car was dope and great fun.


Henüz yaz başı olduğundan  Ayazma Plajı'nda şezlong ve şemsiye bol!

You can find plenty of sun loungers and umbrellas in Ayazma Beach now cos the holiday crowd hasn't arrived yet.



Benim tatlı arkadaşlarım x

My sweet friends x





Rengigül'de kahvaltı yine es geçilmedi.

We didn't skip breakfast at Rengigül again.


Burada kaç çift göz var, sayabiliyor musunuz?

How many pairs of eyes you can count here?






Dutlar ve çilekler tazecik bahçeden.

Mulberries and strawberries were fresh from the garden.





Beni burada kimse rahatsız edemez diye düşünen kedi kameramıza yakalanmaktan kaçamadı, bu durumun pek umurunda olduğunu söyleyemeyeceğim o ayrı :)

No one can disturb me up here thought the cat I guess but he couldn't run away from our cameras. I don't think he gives a damn tough.



Limani Otel'de kalırsanız, otelin maskotu Rıfkı size masa altından yemek için böyle baskı yapsa da, kanmayın! :)

If you stay at Limani Hotel, don't get fooled by this cute face  of Rıfkı the dog's when he asks for food under the table :) 




Her gün böyle giyinebilsem keşke.

I wish I could wear this light everyday.


Ve adaya veda zamanı, bir daha görüşünceye kadar! 

And farewell to the island 'till we meet again!