Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2013 Pazartesi

T in The Park'ta doğum günü

Perşembe akşamı 18:00-19:00 gibi varıyoruz T in The Park'ın yapılacağı Balado'ya, Edinburgh'a yaklaşık 30 - 40 dk lık mesafede. Uzaktan bayraklar görünüyor ve heyecan artıyor. Biz Residence denilen bölümde kalıyoruz, işaretleri takip ediyoruz. Otoparkı ayrı ve otopark konaklama alanına çok yakın, ne güzel. Hemen girişimiz ve kaldığımız yeri size bir video ile göstereyim o zaman: 

We arrived T in the Park on thursday evening. It's like 30-40 min. away from Edinburgh. We saw the flags from far which was excited and followed the signs. We stayed at the Residence part which has a seperate parking lot and very close to the car park. Here's our entrance and where we stayed with a video.







Esyalarımızı bırakıp, aldıklarımızla rustik piknik soframızı hazırlıyoruz. Bu arada festivalde sistem şu, kalacağınız yere cam şişe olmadıktan sonra istediğiniz yiyecek ve içeçeği sokabiliyorsunuz. Bizim köpüklü şarap nasıl olduysa denetimden geçiyor ama biz de zaten şişeyi  silah olarak kullanmayı planlamıyoruz :).

We left our stuff to the hut and prepared our rustic picnic. By the way the system at the festival is that you can take any food and drink to residence area unless they are glass . However our sparkling wine made it to the residence after the check, we didn't plan to use it as a weapon anyway :) .



Her türlü çilek, frambuaz tipi meyvenin tadına doyulacak gibi değil.  Bunu Duygu'nun iştahlı yiyişinden de anlamışsınızdır sanırım?

Every berry was so delicious there and I guess you can get it from this pic of Duygu? 


Oraya varmanın ve bir hayalimizi daha gerçekleştirecek olmanın verdiği enerjiyle koşturan ben.

Arriving there and thicking another box from bucket list made me so energetic and happy.


Kızlar karınlarını doyurduktan sonra pankartımızı hazırlıyorlar.

After dinner, girls prepared the pancarte. 


Gezi ruhu bizimle, her yerde. C harfinin ucundaki İskoç bayrağı da, Spenny'nin ( Nişanlım olur:) )  katkısı :)

Gezi Park spirit was everywhere with us. The Scottish flag on the C is painted by Spenny ( Aka my fiancé)  :).



Festival boyunca evimiz bu şirin kulübeler oluyor. İçinde sadece yatak, ayna, priz ve ışık bulunan bu basit ama kullanışlı kulübeler Sleep Hut olarak anlandırılıyor ve bize yeterince rahat 3 gece sağlıyor.  Kulübelere yakın duş ve wcler, ayrıca bir de saçınızı ( saç kurutma makinesi ve düzleştirici bile var) makyajınızı rahatça yapmanız için bir güzellik çadırı var, isterseniz ücretli olarak başka uygulamalar da yaptırabiliyorsunuz. Bir festival için fazlasıyla konforlu :)  

We stayed one of these cute sleep huts which has bed, mirror, light and plug inside. They were simple but  very useful.There was an area close by where the loos and showers located along with a beauty tent where you can do your hair ( There were hair dryers and straighteners)  and make up. Yes,  bit luxurious for a festival :)


Bir süre sonra etrafı dolaşmaya çıkıyoruz. Bir kısmı ertesi gün açılacak alanın gördüğümüz kısmı bile büyüklüğüyle bizi etkiliyor. Bir dj müzik çalıyor, kimi dansediyor, kimi yemek yiyiyor, kimi etrafta koşturuyor, bazısı alışveriş yapıyor. Daha çok bir eğlence parkı veya karnaval havası hissedilen bu yerde eğlence şimdiden başlamış görünüyor.

Later we had a discovery tour at the Festival. Most of the stages were closed but still  it was huge enough to thrill us. People were dancing to a dj, eating, running around, shopping, it almost felt like a amusement park or a carnival more than a festival. It looked like the party already started.





Ertesi gün mühim gün, benim doğum günüm :))) ( Aynı zamanda birlikteliğimizin 2. yıldönümü) Sevgilim diyor ki hava çok güzel St Andrews'a gidelim. Yolda Cairnie meyve çiftliği dükkanında durup kahvaltı ediyoruz. Kendi meyvelerini üretip satan bu yer, cici dükkanı ve arkadaki geniş alanı ile çok çok keyifli.

The next day was very important! because it was my birthday and our second year anniversary :)) We drove to St Andrews and on the way we stopped at Cairnie  Fruit Farm and had breakfast.  It was a beautiful place with its little shop and background.





Doğum günümde herkese, aldığım Happy Birthday gözlüklerini veriyorum ve doğum günüm boyunca çıkartmamalarını söylüyorum :)) Canlarım beni kırmıyorlar .

On my bday I handed out  Happy Birthday sunnies that I bought  for everyone and asked them to wear till the day finishes :)) My sweeties didn't even say a word :))


Doğum günümde istediğimi yemek hakkım değil mi? :)  Laf aramızda bu scone çok başarılıydı.

I could eat whatever I want on my bday, right?  By the way that scone was so delish.



Inanmayacaksınız ama yağmurdan başka bir şey görmeyeceğimizi sandığımız İskoçya'da St Andrews plajında güneşlenip, Kuzey Denizi'nde yüzüyoruz.  Buna İskoçlar bile şaşırıyor, havanın bize kıyağı muhteşem.

You won't believe this but we had sunbathing in St Andrews beach and swam in North Sea. Even Scots couldn't believe how amazing the weather was. 


Öğle yemeğinde fish & chips var.

Fish and chips for lunch.


Festival alanına döndüğümüzde, duştan sonra ben kızların külübesinde akşama hazırlanıyorum. Bizim kulübeye dönüşümüzde bir bakıyorum kulübe, doğum günüm ve nişan için balonlarla, yazılarla süslenmiş. Bir sürpriz daha, yine çok mutlu oluyorum. :))



Festivalde cuma günü kostümünle gel günü, biz de gözlüklerimizle küçük bir katılımda bulunuyoruz.  Biliyorum çok komikler ancak bir sürü kişiden iltifat aldığımızı söylemeden geçemeyeceğim :) .

It was fancy dress friday at T in the Park and our sunnies were on the point. I know they are so  funny but we got lots of compliments about them :)) 







Festivalin tüm kadrosu işte böyle. Cuma günü plaj, yol, dogum günü kutlamaları derken biz Silicone Soul, Haim, Rudimental gibi dinlemek istediğimiz bazı şeyleri kaçırıyoruz. Her neyse canım! :)

Here's the line up. We missed some of the acts we wanted to see  like Silicone Soul, Haim , Rudimental on Friday because of the celebrations. Anyways! :)


Planladığımız gibi ilk olarak albümünü çıktığından beri evire çevire dinlediğim Emeli Sande'yi dinliyoruz. Puantiyeli üstünü, çizgili eteğiyle tamamlamış, hem enerjik hem de şık görünüyor. Sonlara doğru söyleyeceğini düşündüğüm favori şarkım Heaven'ı 2. şarkı olarak söylüyor, ben çıldırıyorum. :) Doğum günümü Emeli Sande ile kutlamak inanılmaz. Albümdeki Clown, Next to me, My kind of love, Suitcase .. gibi şarkılarını hiç detone olmayan mükemmel sesiyle bir bir seslendiriyor. Herkes şarkılara bir ağızdan eşlik ediyor ancak Labrinth le olan şarkısı Beneath Your Beautiful'daki coşku bir başka. Uzun lafın kısası Emeli Sande kendi evinde, tümüyle kusursuz bir performans sergiliyor. 

I was listening Emeli Sande's album over and over since it was out so our start to festival was with her performance. She wore a polka dot top with a stripey skirt, looked energetic and chic. She sang Heaven, which is my favorite song, as the second one and I went mad. It was too good to be true  celebrating my bday with Emeli Sande. Her voice was great and sang all of the good songs like Clown, Next to me, My kind of love, Suitcase.. Everyone was singing along with her but the crowd was loving her collaboration with Labrinth - Beneath Your beautiful in a special way.  In short she was the queen in front of her hometown crowd. 




Bir festival söz konusu olduğunda asla çok püskül diye bir şey söz konusu değildir :) 

There's nothing like "too many fringes"  in a festival :). 

Üst ve şort / Top and shorts: Zara
Çanta / Bag: Mango
Ayakkabılar / Shoes: Converse


Emeli'yi takiben King Tut's Wah Wah çadırındaki Of Monsters of Men'e koşuyoruz. Neyseki eğlenceli şarkıları Little Talks'u yakalıyoruz, çok eğlenceli yukarıdaki videoya da konuk ediyoruz.

We ran to King Tut's Wah Wah stage for seeing Of Monsters of Men, luckily we had a chance to listen to their fun song Little Talks on above video. 


Biraz Radio One sahnesinde The Courteeners, uzaktan Chase and Status'e bakıyoruz ama biz esas Kraftwerk'i bekliyoruz. Kızlarsa tercihlerini Mumford and Sons'dan yana kullanıyorlar.

A little bit of The Courteeners and Chase and Status was on our list but our main act for Friday was Kraftwerk. Girls were away to see Mumford ans Sons.


Alman kökenli Kraftwerk, modern müziğin mucitleri olarak anılıyor . 27 yıldır tek bir şarkı yapmamış olmalarına rağmen, hala elektronik müzik severler için dünyanın en iyi grubu. Şovları için 3D gözlüklerimizi takıyoruz ve robotların büyülü dünyasına dalıyoruz. Görseller şahane, müzik şahane.Yıllardır tvde, dergilerde gördüğümüz o hareketsiz duran 4 adam önümüzde, bizim için yine muhteşem bir müzik tarihi anı. Sevgilimin babasının dinlediği, onun şarkılarıyla büyüdüğü grubu huşu içinde dinliyoruz. Adamların neden hala tıklım tıklım bir çadıra çaldığını, neden efsane olduklarını çok daha iyi anlıyorsunuz. 

German based Kraftwerk is known as the band invented the modern music. Even they haven't been released a single note for 27 years, they are still the greatest band to electronic music lovers. We put our 3D glasses and dived in to the robots world. The visuals and music were amazing. It was another epic moment of music history for us and you understood why they became legends. 



Kraftwerk videolarıyla, size de biraz atmosferi göstermek istedim. Dünya gözüyle onları da dinleyebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum ve hayatımın en güzel  doğum gününü geçirmenin mutluluğuyla uykuya dalıyorum.

Here are 2 Kraftwerk videos for you. I'm feeling so lucky for listening them and had the best birthday ever on that day. 

Note: Bu iki videonun neden o düz durmadıklarıyla ilgili bir fikrim yok. I really don't know why those 2 videos are not straight :( 

19 Temmuz 2013 Cuma

Yine yeni yeniden İskoçya

İskoçya'da eğlenceli ama sihirli bir müzikal gibi geçen 10 gün bitti ve salı akşamı gerçekliğe döndük. Yenilerin denendiği, yeni yerlerin keşfedildiği, yeni başlangıçların yapıldığı, kutlamaların eksik olmadığı günleri blogda paylaşma zamanı geldi. Dolu dolu geçen günlerde yüzlerce fotoğraf ve video çektik dolayısı ile beni editlerken uzun saatler, dolayısıyla  sizleri de uzun postlar bekliyor :) 

Our 10 day trip to Edinburgh finished on Tuesday evening and it was like an amusing but magical musical. Tried new stuff, explored new places, started new beginnings and celebrated a lot and it's time to share all of them with you. We took hundreds of photos and videos so long hours for me editing means, long posts for you to read :).


Cumartesi günü Edinburgh bizi 23 decerecelik bir sıcaklıkla karşıladı, 10 günlük evimiz düşündüğümüzden daha sıcak olabilir miydi? Ya da gelecekte burası, gerçekten evimiz olabilir miydi??? ;)

On Saturday, Edinburgh greeted us with 23 degrees of sunny weather so maybe  our 10 day home would be hotter than we tought? Or could it be our real home in the future?? ;) 




Özgürlük asil bir şeydir! Öyledir...

Indeed it is!


Sevgilim haftalar öncesinden, daha önce deneyip çok sevdiği  Edinburgh'daki Oink adlı restorana gitmek istiyordu. Önce kaleye çıkalım dedi, ben de biraz sonra geleceğimi etkileyecek tekliften şüphelenmeden kabul ettim. Şehri yukarıdan gören kaleye çıktığımızda, beni büyük bir sürpriz bekliyordu. Kalabalık Edinburgh Kalesi'nde hayatımın aşkından evlenme teklifi aldım ve eveti bastım. :)) Anlayacağınız Edinburgh'a indiğimiz ilk saatte, biz nişanlandık!! :))  Biraz normal olarak sorduğundan yani yüzük falan yoktu, diz falan çökmedi, ben de soruyu daha genel bir şeymiş gibi cevapladım :) Meğerse yüzük de hazırlanmış, bizi Sheila Fleet'de bekliyormuş.  Gelmeden önce aklımdan öyle bir şey olsa diye geçirirken, gerçekleşmesine yine de çok şaşırdım ama çok da mutlu oldum. Olay gerçek ve son derece ciddiydi :)) . Yüzüğü almak üzere Sheila Fleet'e gittik ancak yanlış istihbarat! sonucu, yüzük elime fazlasıyla büyük geldi.  Sectiği 2 yüzük arasından Keltik düğümü denilen devamlılığın sembolünü taşıyan, diğerine göre daha sıradışı ama şık olanı beğeniyorum. :) 1 hafta sonra  Edinburgh'a tekrar dönüşümüzde hazır olacağını belirttiler, biz de o zaman almaya karar verdik. 

Sheila Fleet tesadüfen, benim gitmeyi istediğim Edinburgh'un Stockbridge bölgesindeydi ve bir önceki gece webde gezinirken denemeyi istediğim The Pantry'de karşımıza çıkınca, yüzük dükkkanındaki sarışın havalı kız da, tavsiye edince  kutlama/öğle yemeğini burada yemeğe karar veriyoruz.


My bf insisted on going to the restaurant called Oink in Edinburgh weeks ago. He said let's go to the Castle first and I agreed without any hesitation. He proposed to me at the Edinburgh Castle and I said yes to the love of my life. :)) It looked very normal to me because there was no kneeling or a ring and I acted calmer. However yes we are engaged!! :)) When he told me there's a ring that we are going to pick up, I understood that's for real and felt very happy :)).  We've been to Sheila Fleet to pick up the ring but it was way too big for me. On the ring, I went for the one with a Celtic knot which represents contiunity like the ring itself. It's unusual and chic at the same time, I love it  :). They said we can pick it up a week later on our second trip to Edinburgh, happy days! .

Sheila Fleet was in the area that I'd like to visit called Stockbridge and we decided to have an engagement lunch in the Pantry which again I  wanted to try.






Haggis'li sürpriz yumurta çok lezzetliydi.

Haggis Scotch egg was delish!  


 İskoçya'nın meşhur ikilisi Irn Bru ve Higland cinsi inek :)

Scotland's 2 finest Irn Bru and Higland cow


Yemeğimizi bitirip yaklaşık 3 saat sürecek olan yolculukla, sevgilimin ailesinin ( Artık benim de ailem sayılırlar,  öyle değil mi? :) ) evine varıyoruz. Bu sefer karşılanmamız çok daha coşkulu oluyor ;) . Yine önceden planlanmış ama benim haberim olmayan bir yemek rezervasyonu varmış Eat on the Green 'de. Zaman yok, hemen üzerime bunları geçiriyorum, Offnegiysem for Mija bluz kurtarıcım oluyor. 

After lunch, we had 3 hrs of car journey to my in laws!  house :) .  We have been welcomed warmer than ever ;) . Another surprise engagament dinner was planned at Eat on The Green which I had no idea of. Not much time to get ready and wore this to dinner. Offnegiysem for Mija blouse became my saver.  




Pantolon /Jeans: Ksubi
Ayakkabı ve çanta / Shoes and bag: Mango
Ceket / Jacket: Zara
Küpeler / Earrings: Topshop



Mükellef bir kutlama yemeği yiyoruz, sevgilimle bu gezinin en iyi yemeği ünvanını geçenlerde Eat on The Green'e veriyoruz.

We had a great feast and me and my fiancé! voted that as the best meal on the whole trip :).


Bunu ilk İskoçya'ya gittiğimden belki hatırlarsınız, şimdi ikimiz için yaptılar, güzel bir sürpriz oldu. :)

They've done it for me on my first trip to Scotland, then for us, what a nice surprise! :)



Pazar günü Andy Murray'nin şampiyonluğuna barbekü eşlik ediyor, hava mis. Ben bahçede oturup dergi okuyorum güneşin altında.  Murray'nin ( Bilmeyenler için kendisi İskoç'tur)  Wimbledon şampiyonluğu  mutluluğa boğuyor bizimkileri, bir kutlama da bunun için oluyor. Ne güzel sürprizler ve kutlamalarla başladı bu tatil!. 

On sunday we celebrated Andy Murray's Wimbledon success with a barbecue. The weather was great, I spent some time at the garden, reading some magazines. This holiday started with surprises and celebrations I tought, what a great one!



Annesinin bizim için yaptırdığı pasta o kadar güzeldi ki,  2 dilim yedim. Zencefit duymasın! :p 

This was the cake my mother in law got for us. It was so delicious I had two slices. 


Kaldığımız 3 gün boyunca, 2 gün de koşmaya çıkıyoruz. O kadar pastayı yedikten sonra başka ne yapılabilir ki? :)  Şaka bir yana böyle güzel, havası temiz yerleri değerlendirmeden bırakır mıyız? :) 
Koşu ve sağlıklı yaşam detayları ve farklı fotolar için buyrun Zencefit'e .
Diğer posta kadar hoşçakalın, iyi hafta sonları! 

2 days out of our 3 day stay we also went for running. What we can do after all of the cakes we have eaten?? :) I'm kidding ofcourse but the air and the surroundings was so great, we should run.

Until the next post, have a good weekend! 



2 Temmuz 2013 Salı

Günlerden Burgazada



Geçen Pazar, artık diğer pazarlara benzemesin dedik, evden çıkalım biraz nefes alalım dedik.Ortaklaşa Burgazada'da Kalpazankaya'da rakı-balık fikrinde anlaştık.  Hava bulutlu, hatta vapurun açık bölümünde giderken, acaba yazın ortasında adaya en gidecek en soğuk günü bulmuş olabilir miyiz diyorum :).

Last Sunday, we decided to take a different stroll and went to Burgazada for some rakı and fish for a change. 







Adaya vapurla varıyoruz, vapur kalabalık. Vapurdan inince dereceler yükseliyor. Kimileri Kalpazankaya'ya bisikletle gidelim diyor, kimisi faytonla. Biz daha sportif olanlardan kabul görmüyor bu öneriler. Yürüyeceğiz! :))

After ferry trip, we deciced to walk to Kalpazankaya .


Yaklaşık 25 dakika sonra Kalpazankaya'daki restoranda, mavi pötikareli masamıza kurulmuş, denize nazır siparişlerimizi vermeye hazırdık.

Within next 25 min. we were ready to order at our blue gingham tablecloth table.


Matah bir kıyafet olmasa da manzarayı bulmuşken bir kaç tane çektik. Çekerken rüzgar o kadar fazla ki, ne saçıma, ne kıyafetime mukayyet olabiliyorum. O yüz ifadeleri bunu çok iyi anlatıyor, siz ne dersiniz? :))

Altough my outfit was not really great, we took some shots infront of the scene. It was very windy and tough to control my hair and clothes but this you could tell from my facial expressions maybe, true? :) 




Üst /Top: Mango
Pantolon ve ceket  / Pants and jacket: Zara
Çanta / Bag: H&M
Ayakkabılar / Shoes: Converse
Zincirler / Chains: Accessorize, Indus
Gözlük / Sunnies: Markasız ( NY'dan Duygu'nun hediyesi) , no name ( My friend Duygu got it from NY)


 Bu tatlının yüzen sahibine ulaşma isteği görülmeye değerdi.

This cute dog was insanely  trying to reach his buddy who's swimming.


Kadın ve kedi isimli çalışmam :))

 My artwork called "The woman and the cat" :)) 



En iyi arkadaşlar 

The best friends 



Dönüş vapuruna bindiğimizde çok güzel bir öğleden sonra geçirmenin izleri yüzümüzden ve kahkahalarımızdan anlaşılıyor. Yaz bitmeden aynı kadroyla, yine tekrarlamak için sözleşiyoruz.

On the way back, everyone was happy to have a lovely afternoon like that. We sure will do that again!